18 Ekim 2016 Salı

kapı eşiği.


Hırsınız beni ürkütüyor, hırslarınızın tutkusundan başka bir şey görmüyorsunuz.
Hatalarınızı olgunlukla karşılamayıp karşı tarafa ne satabilirimcilik oynuyorsunuz. Hiçbir zaman kazananı olmayacağınız bir oyunda kazanmak için dört nala koşuyorsunuz. Tükenerek, tükenerek daha fazla tükenerek ve tüketerek.
Bir başkasının cukkasını doldurmak için bu kadar koşuyor olmak ya da kuru bir teşekkür için ne bileyim sence yaşamın hepsinden daha değerli değil mi? Korkunç egolarıyla ve her boku bilen edalarıyla üzerinizde tepinmeye çalışabilirler. size aileniz her yerde durumun böyle olduğunu söyleyebilir. ve düzenin içerisinde her yerde durum böyle de olabilir ama siz hiçbir yerde çekmek zorunda değilsiniz. Hiçbir kurumda biz bir aileyiz mavalının altında daha çok tükenmek zorunda değilsiniz. Sade güzel insanlar tanırsınız hepsi bu. hayatınızdan ve sizden çalınan zaman geri gelmeyecek kadar değerli. hiçbir statü, hiçbir bedel tükenmişliğinizin karşılığı olamaz.
O zaman ne yapacağız?
Dönen kapılara çarpmayacak, karton bardaklarda ayılmak için demlenmeye çalışmayacak, bu kirli düzenin bir parçası olmak için dört nala koşmayacak, bu yarış için kimsenin kalbini kırmayacağız.