19 Nisan 2013 Cuma

Görmezden geliniz.


Evleri 5. kattaydı. 
Oturdukları apartmanın karşısında mezarlık vardı. Her gün o mezarlığa bakıp, "Her nefis ölümü tadacaktır." yazısını tekrarladı, her sabah ve her gece. 
Bitmek bilmeyen yinelemelerle doluydu hayatı hep aynı sözde.
Her gün "Bu b.ktan hayatta bir gün daha onlar için" diyordu kendine. Kendi için değil mezarda yatanlar için yaşıyordu. 
Bir gün 22'sinde ölmüş olan Sezen için yaşıyordu. Şehrin sokaklarını alt üst ediyordu. Ertesi gün 83'ünde yitip giden Mustafa Amca için Samatya'dan Yedikule'ye yürüyordu.
Bir başka gün şair oluyordu kimsenin tanımadığı, evinde kendini iple tavana asan..
Her gece ölüyor ve her sabah bir başkası için doğuyordu..
Bir gün daha diyerek..
Kim kendi için yaşıyordu ki zaten bu hayatta yaşayanlar için değil ölüler için yaşıyordu.
Her nefes onlar içindi.
Ya yarın olmasa?
Kimsesi yoktu zaten, toprağın 7 gömülü tahtalı ölülerinden başka.
Neriman Teyze için saksıdaki çiçekleri suluyordu, evi güneş almıyordu ama inatla bakıyordu çiçeklerine..
Bir umudu yoktu, beklentisi hiç olmamıştı.
6 yaşında farketmişti, bu hayatta öğrenebilecek tek şey deftere çizilen paralel çizgilerdi.
Daha sonra verilen her bilgi gereksizdi.
Ve gereksiz onlarca şey bilirdi, doğal naftalin nasıl yapılır? kan lekesi nasıl çıkar? bir duvara açılan kurşun delikleri nasıl kapanır? 
İnsanların görmezden geldikleri insanlarla otururdu, çünkü o da görünmezdi.
Yanından geçerdi sevdiği adam, ruhuna değerdi de bir türlü fark etmezdi onu.
Yaraları vardı o daha doğmadan önce yüklenen bedenine.. yaraları olan insanları gider bulurdu.
Çünkü anlaşılmaz bir bağ vardır bu insanlar arasında. Kimse bilmese de görmese de bulurlar birbirlerini.. Birbirlerine verirler yaralarını. Anlamaz yaralanmamış olan onları.
Onlar birbirlerinin yaralarını sararlar, kapanmasa da..
Bir gün camı açtı mezarlığın üzerinde yazan o koca koca yazıyı bağırarak okudu..
Herkes için bir gün yaşamaya çalışmıştı kendi için atladı.
Evleri 5. kattaydı.
Ve bütün hayatı yere çakılana kadardı.

12 Nisan 2013 Cuma

Yalnız yalnızken ve geceleri okuyunuz.

Yalnız geceleri ve yalnızken ağlanabilinecek hatıralar vardır. Darma dağınıksınızdır. Kendi dağınıklığınızda vururlar sizi. 
Yok.. bu hayat böyle olmamalıydı. 
Tanrım bi' hakkım daha olabilir mi?
Böylesi çok yanlış oldu çünkü. Bunca yanlış arasında doğrularımın da bi anlamı kalmadı ki.
Tanrım lütfen bi şansı daha hakedecek kadar iyi bi insan olmadım mı?
Otobüste yaşlılara, hamilelere, sakatlara ve hatta gençlere yer verdim. Otobüse sırf yer vermek için bindim, yere hiç çöp atmadım, insanları sevdim, hayvanları ve doğayı daha çok sevdim.
Tanrım iyi bi' insan olmak için başka ne yapmam gerekir? Lütfen bir şeyler söyle çünkü şu an çok yalnızım.
Dağınıklığımın arasında kaybolmuştum, kendi dağınıklığımı seninkiyle birleştirdim önce etrafa saçılmış çamaşırları topladım. Sonra masamın üzerinde biriken notları, kitaplığımdan her yerde kalmış olan kitapları aldım raflarına koydum. Sen otur diye açtım orayı. 
Geldin içeri "Bi' arkadaşa bakıp çıkacaktım." dedin ve gittin.
Ne kadar anlamsız değil mi? 
Espri niteliği taşıyan bu söz bu yazıda hiç komik olmadı sen de farkettin mi?
Tanrım ağlamak üzereyim omzuna yaslansam olur mu?
Bir gün bi' adam "Ne kadar hızlı koşarsan o kadar çabuk yorulursun demişti" bana. O günden beri olduğum yerde duruyorum. Yürümek istendiriliyorduğum ama kıpırdamıyorum, odamın içinde kök salıyorum.
Annem bir bahçıvandı beni yanlışlıkla denize ekti. Hasat vakti toplayamadılar dalgaları. Deniz üstü köpürdü bunuda Cem Baba söyledi.
Tanrım, farkındaysan saçmalıyorum. Çok zaman harcadım beni cennetine alsan olur mu?
Çiçekli elbiseler giydim sırf beni görün diye. Ama siz çimlere basarak yürüyen bir toplumun çocuklarıydınız, unuttum. Diğer bir çok şey gibi bunu da unuttum. Hatırlamamak en iyi meziyetim.
Sadece yalnız yalnızken ve geceleri..
Söylediğim yalanlara inan çünkü bunlar tek doğrular. Bir gün eğer başa sarmak istersen hayatı bunu yapma en nihayetinde ortalama bir hayat yaşayacağız ve bittiğinde söylediğimiz tek cümle: "Hayat standart." 
Daha fazlası için uğraşmaya değmez inan bana çünkü bu sefer de yalan söylüyorum.
İntihar edersem cehenneme gideceğimi söylüyorlar bence bu da yalan ya da doğru daha önce intihar etmiş biriyle bu konuyu hiç konuşmadım. Konuşabilseydim Yavuz Çetin'le konuşmak isterdim. Ona sadece "Bi' dahakine beraber atlasak olur mu?" derdim.
Tanrım farkındayım bunlar bir delinin saçmalıkları zaten aklımın yerinde olduğunu düşünmüyorum. Bu bana soracağın sorularda bi' artı puan taşır mı? Tamam çok ileri gittim kabul ediyorum.
İyisi mi sen beni affet Tanrım sadece yalnız yalnızken ve geceleri..

8 Nisan 2013 Pazartesi

Uyku arasında söylenmiştir önemsemeyiniz.

Hani içerisinde rüyanın dersiniz ya kendi kendinize "bu gerçek değil, bu rüya, uyanmalıyım!" bugünlerde nefes aldığım her saniye bunu yaşıyorum, "uyanmalıyım!"
Sanki yaşadığım hayat bana ait değilmiş gibi, ben yoldan geçerken tutup kolumdan biri, "5 dakika yerime bakar mısın?" demiş gibi. Sohbetin seni sıktığı noktada gözlerinin boşlukta kaybolup gitmesi gibi.
Nasıl bir şey bilmem anlatamıyorum da belki..
Ben bi' seferinde ölmüştüm. 
Küllerimden doğmaya zorladılar beni bir anka kuşu gibi, beceremedim. Öldüğüm yerde ne zamandır bekliyorum, bilmiyorum. Düzenli olarak aynı saatte aynı yerde olmaya özen gösteriyorum. Dakikaları tutturamıyorum ama problem değil. Zaten beklediğim yerde beklentilerim gerçekleşseydi bu adil olmazdı.
Hem unutmayınız ki; bir gün biri karşınıza çıkıp size adaletten bahsedecek olursa tek yapmanız gereken onun beynini havaya uçurmak olacaktır. Çünkü bu dünyada adalet kelimesine yer yoktur baylar.
Geçenlerde canım çok sıkılıyordu ve onu aradım gelirken bira almasını söyledim. Ayık kafayla konuşulmayacak bazı gerçekler vardır. 
Ben ona aklımın ucundan geçen her şeyi anlatıyordum, en ince kıvrımına kadar, beynimin kıvrımlarını kelimelere karıştırıyordum, kelimeler o kıvrımlardan çıkıp onun kulaklarında birer uğultuya dönüşüyordu. Onca çok anlattım ki kelimeler bittiğinde ve anlatacak bir hikâyem kalmadığında bana baktı:
"Bi' bira daha içer misin?" dedi.
Benim bütün bu b.ktan hikayem bi' bira daha içmek içindi.
Kalktım ayağa olduğum yerden koşmaya başladım, koşarak ulaşılmayacak hiçbir yer yok ona da söyledim.
Bu hikâye hatırına madem koştum bi' bira daha içelim, giderken kapıyı kapatma ışıklar sönmesin.