24 Eylül 2013 Salı

Birazdan yağmur yağacak.


Acı çektiğimi mi düşünüyorsunuz? doğru.
Çünkü kadın olmanın getirdiği ve gerektirdiği 5 temel farzdan birincisi: Acı.
Genelde böyleyiz. Seviyoruz.
Ve de ünlü şairlerin etkisinde "Olsun" diyoruz. "Ben seninle mutsuzluğa da varım."
Sen varsın evet. Sen varsın. Biliyorum sen kadınsın sen ordasın ama o yok. O hiç oraya gelmedi.
Bugün düşse yere.. ellerinle koşar kaldırırsın onu, boşlukta bıraktığı ellerinle.
ama sen düşsen, telefona uzanıp arayamazsın.
Olmaz çünkü.
Hayat bazılarımıza bu imkanı vermez.
Ama bir gün her şey yolundayken yani ona bakarsınız elini tutarsınız ve ne sevgisini görebilirsiniz ne de hissedebilirsiniz. Sizin sevginiz öyle çok sarmıştır ki seviyor zannetmişsinizdir aslında.
En acısı da bu zaten sen son mısrasını aklında tuttuğun bir şiir gibi severken, onun için hiçbir anlam ifade etmediğini görmek. Sevgi değildir ondaki sadece kaybetmemek.
İşte o zaman yolu hepimiz biliyoruz.
Çünkü herkesin kendi yolu, herkesin kendi hikayesi var. Ve başroller yan roller herkes bir yerlerde oyuncu.
Değiştiremediğinde değişmek zorunda kalırsın ama en önemlisi değişmemek için çaba sarf etmek, bunu unutmamalısın.
Birazdan yağmur yağacak. Yağsın.
Toprak bakire bir kadındır. Yağsın yağmur belki gözyaşlarımızı da döker toprağa. Siler gözlerimizi, gömer acılarımızı.
Yazıyı toplasan koskoca bir ama ediyor. Amadan önce söylediğim her şey anlamsız. Geriye kalanları okuduğunda ise yalnız başına yürünen o uzun, ıssız yolda buluyorsun kendini.
Ondan önce söylenen yaşanan hiçbir şeyin artık bi' anlamı yok.
Biz yazarız ardından şiirler, methiyeler, sevdalar kimsesiz sözler.. biz yazarız acılarımız her bir harfte metine dönüşür.
Biz yazarız çünkü kadınız ağıtlar hep dillerimizden dökülür.
Kadınız biz. Ya severiz ya daha da çok severiz.
Çünkü kadınız genelde bilmeden severiz.*

6 Eylül 2013 Cuma

İnsan ölümü de bekleyebilir.


Başa çıkmanın bir yolu olmalı, diyorum kendi kendime.
Tüm bu olanlarla baş etmenin bir yolu olmalı.
Bazen her şey üstüne gelir ve daha fazla dibe inemezsin. Tam bu anda ölmek istersin ama ölemezsin de.. İşte o zaman ölümden daha b.ktan şeyler olduğunu anlarsın hayatta.
Aynı şeyleri konuşmaktan da aynı temennileri dinlemekten de sıkıldım. Hiçbir şeyin düzeldiği yok. Acıların unutulduğu ve zamanın her şeyi düzelttiği falan da yok.
Unutmuyoruz, olanları unutmuyoruz, güzel günlerdi hepsi bunların hiçbirini unutmuyoruz.
Sadece umuyoruz. Unutmayı umuyoruz..
Güçlü olduğunu düşünenler yokmuş gibi yapıyor her gün ateşin tam ortasında yürürken.
Ben ise hayatlarına devam eden insanlardan ihtirasla nefret ediyorum.
Bir bar taburesinde sabaha kadar içip, içli şarkılar dinleyip. Gizli kapaklı yaşadığınız ne varsa her şeyi ulu orta kusup zaman geçirmeyi tercih ediyorum. O ihtiyardan hiçbir farkım kalmayana kadar...
Bir zamanlar meyhaneden çıkmayan bir ihtiyara,
"Neden şair oldun?" diye sorduğumda "Çünkü O, gitti.." diyerek cevap vermişti.
Şimdi anlıyorum.. her şey düzgün olsaydı yani tüm şartlar uygun olsaydı diyorum o zaman yazacak bir neden bulamayacaktım. Bunu ne o ihtiyar ne de ben istemeyiz.
Birkaç gün önce ezan okunuyordu -bu olağan bir şey-
ve ben şarap içiyordum. - bu da olağan bir şey.-
Ananem balkonun kenarından uzayıp giden yola bakıyordu. Göz göze geldik öyle uzun baktı ki bana insan ölümü de bekleyebilir dedim içimden.
İnsan ölümü de bekleyebilir, ölüler hariç.
Biri daha çıkıp her şeyin düzeleceğini söyleyecek olursa silahlanıp kendimle savaşacağım Tanrım beni affet.
Tanrım beni affet ben sadece kendimin kötü bir kopyasıyım.
Bir sabah insanlar uyanacaklar ve hayatlarına böcek olarak devam edecekler.
İşte o zaman bağıracağım arkalarından: "Samsa! Gregor Samsa!" diye.
Kafka okumanın bize kattığı en iyi şey gerçeğe olan mazoşistçe düşkünlüğümüz.*
Acı ama gerçek. Umutsuz ve umarsız ama gerçek. Korkutucu ama gerçek.
Bir yalana inanmaktan ya da bir gölgeyle beraber yürümekten daha iyidir gerçekler.
Daha önce de söyledim gibi
Bazı şeyleri bilmek gerekir.
Herkes her şeyi yazabilir.