20 Temmuz 2013 Cumartesi

İntiharik Özlem Aslında.

Hayatımın en soğuk telefon konuşmasaydı.
-"Ümit, intihar etti." dedi. "Cesedini bulmuşlar, bir ağaca asmış kendini."
Ne varsa bildiğim harf, hece, cümle unuttum, konuşamadım. Oturdum bilgisayarın başına "Ormanlık alanda sır intihar" diyordu gazeteler, "Tabyalarda kendini astı" , "Çanakkale'de ağaca asılı erkek cesedi bulundu" Ümit Can (25)..
Artık şaka olması ihtimali de kalmıyor. 25 oldun mu diye şaşırdım önce çeyrek asırlık ömrünü geride bıraktın.
Bu dünya bizim için değildi zaten arkadaşım bunu sen bana bir kez daha hatırlattın. Bir not bırakmamışsın ardında öyle yazıyor gazeteler halbuki çok güzel şiirler yazardın. Arayıp hepsine tek tek söylemek istedim, "Çok güzel şiirler yazardı, söyleyecek sözü vardı elbet ama kirli dünyanıza bakmaya utandı!" diye
Tahmin ettiğinden kalabalık oldu cenazen gerçi senin için bi' önemi yok artık bunun.
Kimseyle göz göze gelmedim sen öldükten sonra. Göz göze gelsem ağlardım.
Fotoğrafı hayal meyal hatırlarsın, okulda Şevval Sam konserindeydik. Ne çok eğlenmiştik. Aynı gece dedem öldü ve ben çok acı çektim. Şimdi bu fotoğrafa bakıyorum ve sen de yoksun, kırmızı saçlarım da belki ön koltukta oturan o tontiş teyzelerde yok.. Yaşam ve ölüm nasıl bir bağlantı içerisinde fark ettin mi arkadaşım? Yine de sana kızgınım oyunbozanlık ettin bir anlaşma vardı ve sen onu bozdun, gittin.


Mustafa Amca'da otururken küçük bir kağıda benim için "Red-dediyorum" diye yazmıştın;

"Reddediyorum ben reddediyorum

fısıltıları karanlığa karışıyordu

gerçekliğin id'e böylesine yakın olduğu o yerde

haykırışların en uç noktasında,

haykırışların fonetiği kaybettiği
düşlerin belkide her şeyi inkar ettiği o yerde
haykırışlar karanlığa karıştı; birer fısıltı halinde
ve reddetti kız ve "red" etti kız "red" etti saçlarını kız o küçücük elleriyle... "   - Ümit Can.


Tekrar okuyunca şiirini, bu hayatta red'deden sen oldun arkadaşım o küçücük ellerinle boynuna geçirirken ipi red'deden sen oldun bizim olmayan bu dünyayı. "Böyle bir dünyada var olmak istememeliyiz bence" dedin ve gittin. Gittiğin yer varsa şayet öyle bir yer gülümse oradan bizlere çünkü bu dünya nefes almak için çok dar.

14 Temmuz 2013 Pazar

Bir Cinayetin İlk Cümlesi.

Biri konuşsa kıyamet kopacak ve ben çığlığımca ağlayacağım. Biri konuşsun, konuşsun hemen biri, yoksa kendimi vuracağım.
Kendimi bi bıraksam sana varacağım.
Bir cinayetin ilk cümlesiydi: "Seni" / "Seviyorum" ve ben sırf bu yüzden öldüm.
Bir hikaye anlatacaktım size hepimiz hakkında.. Nasıl anlatacağımı bilemedim bende anlatmaya sonundan başladım. Çünkü hikayenin hüznü sonundadır. Öyle demişti tanıdığım bir adam. Ya öyle bir hikaye hiç yaşanmadı ya da ben hiç tanımadım öyle bir adamı.
Bir hikaye anlatacaktım sonu başlangıcıydı. Her şey yaşandı ve biz hiç tanışmadık. Her şey söylendi biz hiç konuşmadık.
Diyorum ya biri konuşsa kıyamet kopacak, ama o ben olmayacağım. Susuyorum olduğum yerde
Sus-Su-S..
Susmak bir çok şeydir aslında bakmayın yazılar yazdığımıza
Yalvarıyorum biri konuşsun hemen yoksa rüzgara karşı duracağım. Gökyüzü dökecek üzerime rahmetini bir ağaç gibi yeşereceğim. O zaman dağlar da yeşerecek şairi haklı çıkaracağız. Çünkü bir şair diyorsa şiirdir.
Ve bir şiir ancak haklı çıktığında güzeldir.
Söylediğiniz yalanlara inanmaya o kadar çok ihtiyacımız vardı ki.. siz söylemeseydiniz bile biz söylemişsiniz gibi yapacak ve bir zambak küçücük saksıda nasıl boy verirse öyle inanacaktık açmaya..
Bak diyorum konuşsun biri yoksa kıyameti ben koparacağım.
Gidilecek tüm yollar yürünmüş, söylenecek tüm sözler kusulmuş ve kazanılacak tüm savaşlar kaybedilmişse gönül rahatlığıyla yaşadım diyebilirsiniz. Tüm hayatınız boyunca sormanız gereken asıl soru:
Bir ihtimaliniz daha olsa o da ölmek mi derdiniz?
Bazen durup kendimle kendim ve hepimiz hakkında konuşuyorum kendimiz olmamak için. Diyorum ki bana: "S.kt.r et aşk zaten iki kişilik yalnızlıkmış."
Gülüyor ben bana, "Aşktan bi b.k anladığın yok." diyor.
Zoruma gidiyor oysa herkes kendince sever bir diğerini. Sahi öyle değil mi?
Kendimle kendim ve hepimiz hakkında konuşmak yersiz ve birazda edepsiz oluyor. Madem öyle
Diyorum ki şu biri konuşabilir mi artık yoksa ben İsrafil'in elinden sur'u alacağım.
Biraz uykum geldi biraz da itiraf edesim, hayır! katil ben değilim.
Aslında bu yazı yırtılmak için yazıldı çok da önemsemeyiniz. Ama yine de kara tahtaya beyaz tebeşirle yazıyorum, Önemseyenler (Altını çiz) : Sade ve sadece bekleyenler o da çarşamba günleri.
Kara tahtaya yazılanın aslını tüm çocuklar bilir: konuşanlar. - DUR!
Konuşanlar demişken, biri de çıkıp artık ko-nu-şa-bi-lir-miii!
Bir tek dileğim var o da mutlunutmayın, hatırlayın ve ezberleyin:
Bir cinayetin ilk cümlesiydi: "Seni" - "Seviyorum"
Ve ilk canı böyle aldı Azrail.